27 Ağustos 2012 Pazartesi

Durak

Yağmur yağıyordu. Otobüs durağındaki tek kuru yere sığındım. Yağmur dineceğine arttıkça artıyordu. Damlaları izlerken yaklaştı usulca ve oturdu yanıma. Biraz toparlandım yer açtım ona, çünkü iyi biriyim ben. Kimsenin ıslanmasını istemem. Elinde eşyaları, anıları, asabiyetleri, mavilikleri vardı. Onları da aramızdaki küçücük boşluğa koymak istedi, memnuniyetle yer açtım biraz daha. Sonra bir baktım, o büyüyor. Büyüdükçe ben, o ve aramızdaki hayat sıkışıyoruz. Ben de rahatça oturalım diye biraz daha kaydım. Saçımı hafiften damlalar ıslatmaya başladı, umursamadım. Bir anda, nasıl oldu bilmiyorum, aramızdaki hayat da poşetlerine sığmamaya, çoğalmaya başladı. Kısa zamanda yığın oldular. Kaydım mecburen biraz daha. Artık damlalar yüzümü ıslatıyor, göz pınarlarımdan aşağı doğru süzülüyordu. Bir yarım oturuyor, bir yarım boşlukta kendine destek arıyordu. Dur dedim, bu işte bir yanlışlık var...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder