10 Ekim 2010 Pazar

Hostel



Soğuk bir yatak, soğuk bir ışıklandırma, soğuk nevresimler. Kimsenin dokunmadığı bir yerde nasıl hayat olabilir? Uyandığımdan beri 2 saat geçti ve tavandaki 182 tahtayı 3 kere saydım. Ne yorganın içinden çıkmak, ne dışarı çıkıp saçmasapan gülümsemek istiyorum. Televizyonu açtım. Bir sigara içeyim dedim, kahvesiz gitmedi. Kahve isteyeyim dedim, oda servisi bana cevap vermedi. Şu an dünyada benden başka kimsenin kalmadığını söyleseler inanmam işten bile değil.
2 sigaram vardı. Dolaptaki kolayı açıp birini yaktım. Bir tane kaldı. Bana kimse cevap vermiyorsa ve sigaram bitmek üzereyse ne yapabilirim?
Biraz önce şu popüler dizide çocuk birbirine benzeyen insanlar birbirini mutlu edemez dedi. Geçen gün a. da bunu söylemişti. Sektörlerimiz farklı, hayatlarımız farklı, böyle güzel güzel takılıyoruz. Sanırım evlenecekler. Böyle mi beceriliyor ilişkiler?
İlişkiyi becermek. 2 anlamıyla da çok doğru bir cümle oldu bu.
Dışarıdaki göl manzarasına biraz bakmak için kalktım, pencereyi açtım. Sanırım buraya geldiğimden beri gördüğüm en talihli şeyle karşılaştım. Pencerenin dış mermerinde duran bir çakmak ve kül tablası. Allahım benden başka yaşayan insanlar da varmış. İyi ki oda servisi bu ayrıntıyı kaçırmış.
Onları içeri aldım, işimi kolaylaştırdılar ama şimdi bir sorun var. Ben sigarasız ne yapacağım?
Odada ne kadar çekmece varsa açtım baktım. Yok, yalnızlığımı biraz daha çekilir kılacak hiçbir ayrıntı yok. Biri mesela bir kağıt parçası unutsaydı. Üzerinde bir isim, bir telefon ya da karalanmış saçmasapan şeyler olsaydı. Ben de bakıp bakıp tahminlerde bulunsaydım. Mesela yani, hoş olmaz mıydı?
Şu an benimle iletişime geçen bilgisayarım dışında bir şey yok. İnternet yok. Oda servisi yok. Telefon zaten sonsuz sesssizliğe gömülmüş durumda. Biraz daha böyle devam ederse minik bir çığlık atabilirim. O da odada yaşam olduğunu ispatlamak için.
Sürekli seyahat eden insanlar nasıl bunalıma girmiyor? Böyle bir hayat çekilmez. Otel odalarında, tertemiz eşyaların soğukluğunda, yan odada bir insanın olduğu ve aslında olmadığı bilinciyle. Yok arkadaş, yalnızlığı seviyorum ok, ama bu kadar legalleştirmenin bir manası yok. Otelleri yalnızlığının farkına köküne kadar var diye tasarlamış serseri pazarlamacılar. Tabi bir diğeriyle gelmeyenler dışında.
Ok, tamam. Bir tek ben böyle hissediyorum. Şu an sabah sevişmesinde olanların gelememeleri dileğiyle...
Sanırım artık dışarı çıkmam gerekiyor, durumum iyice histerik bir hal almaya başladı. Birkaç yüz göreyim, sahte sahte gülümseyeyim. Şu an bulunduğum şartlar yalnızlıktan kaçmak için sahteleşmemi gerektiriyorsa bundan kime ne? Yorganın altı, güle güle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder